hakkımızda                           irtibat           

  Anasayfa  

GÜNDEM

BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ VE NATO                                 

Büyük Ortadoğu Projesinin hakkında yorum ve tahliller yapılmaya başlandı bile. ABD tarafından ortaya atılan bu görüş, aslında dünya kamuoyunun nabzını yoklamak içindi. Çünkü bu projenin henüz uygulanması çok erken. Dünya bununla meşgul olurken, ABD yürürlükte olan planlarını uygulamaya devam ediyor.

Filistin sorununu kendi taktikleriyle çözüyor, Irak’ta suya sabuna dokunmadan hakimiyetini sağlamlaştırıyor. Böyle bir durumda  Bush’un gider ayak ortaya attığı ‘’ Büyük Ortadoğu’’ planından maksadın ne olduğu kadar planın perde arkası da o kadar önemlidir. Bu planın uygulanamayacağını düşünenler, ‘’Yol Haritası’’ planının perde arkasını göremediklarinden ona da uygulanamaz diyorlardı, doğrudur dünya kamuoyuna yansıtılan yüzü henüz pek gerçekleşmedi ama gizli planların uygulanmasına son hızıyla devam ediliyor; Siyonistlerin, Filistinlileri sıkıştırarak vatanlarını terk etmelerini sağlayacak utanç duvarını gittikçe büyütmeleri, Filistinli göçmenlerin tekrar vatanlarına dönmemelerini sağlamaları, Filistinlileri ülkesinde kamplarda barındıran arap ülkelerinin onlara vatandaşlık vermeleri ve Siyonist İsrailin topraklarını büyütüp güvenliğini sağlamak başlıca gizli hedeflerdendi. ‘’Yol Haritası’’ planının gerçek hedefinin ne olduğunu anlayamayanlar ‘’Büyük Ortadoğu’’ projesini de yanlış tahlil edip kamuoyuna sunacaklardır. Bu projede de madalyonun arka yüzünün ortaya çıkarılması gerektiğini düşünüyorum aksi takdirde kamuoyu yine yanlış yönlendirilecektir. ABD yetkililerinin son zamanda Ürdün, Mısır ve diğer arap ülkelerine yaptığı ziyaretlerde elinde bu projeyle gidiyor ama asıl hedefin ‘’Yol Haritası’’ planındaki hefleri olan göçmenlere vatandaşlık hakkı verilmesi ve daha fazla göçmen kabul etmeleri için baskı yapılmasıydı. Bunun için de ‘’Büyük Ortadoğu’’ projesını bir koz olarak kullanıyordu. ‘’Bakın eğer kabul etmezseniz ‘’Büyük Ortadoğu’’ projemiz var bu hiçbiriniz için iyi olmaz’’ demeye getiriyorlardı. Böylece bir taşla iki kuş vuruyorlar; birtaraftan önceki planlarını kabul ettirecekler, diğer taraftan bu yeni projeyle dünya kamuoyunu meşgul edip nabız yoklayarak dikkatleri başka yöne çekecekler. Büyük Ortadoğu projesı daha çok konuşulacak, üzerinde yorum ve tahliller yapılacak, uygulanıp uygulanamayacağı üzerine tartışılacak. Dış yapısıyla ‘’Demokrasi ve Özgürlük’’ planı gibi görünüyor. Yani Ortadoğuda bulunan arap ülkelerine hakim krallar ve şahları kaldırıp yerine sözde halka dayalı demokratik bir sistem getirerek halklar özgürlüğüne kavuşturulacak. Ve bunun da ABD ve batılı güçlerin bölgeye mudahalesi  değil bölge halkının isteği olduğu iması verilecek. ABD, bu projeden  kısa vadede elde etmek istediği; bu projeyi arap şeyh, kral ve şahlara karşı koz olarak kullanıp istediğini yaptırmak ve Irak işgalinde kaybettiği itibarını örtbas edip sarsılan dengeleri yerine oturtmak. Orta vade de ise artık krallar ve şahlarla sömüremediği arap dünyasını demokrasi adı altında kendi hakimiyetinde tutma planları yer almaktadır bunun için Ortadoğuda yapmak istediği değişikliklere “Demokrasi ve Özgürlük” adına bir önhazırlık yapmak istiyor. Asıl önemli olan uzun vadede yapmak istediğidir. Yıllardan beridir dillendirilen “ABD Demokrasisi”, Amerika’nın tek tutunacağı dal olarak görülüyor, ülkeleri sömürme, işgal etme ve bölgelerde değişiklikler yapma planlarını, dünyaya hakim kılmak arzusunu “Amerika Demokrasi” adına yapmaktadır. Dünyada ülkeleri idare edecek devlet sistemi, halklara adalet, huzur ve emniyeti getirecek rejim şekli, ABD ve batılıları düşündüren asıl meseledir. Bundan dolayıdır ki ABD hem ortadoğuda hem de bütün dünyada ABD Demokrasisinden bahs ediyor ve bunu dünyada en ideal devlet sistemi olarak lanse etmeye çalışıyor. İşte asıl mesele burda başlıyor; beşeri sistemler halkları idare etmede tıkanmış, ülkelere huzur ve emniyeti hakim kılmada aciz kalmış, adalet ve hakkı uygulamakta yetersiz kalmışlardır. İnsanoğlunun geliştirebileceği en güzel ve ideal devlet sistemi olarak görülen “Demokrasi” de şahlık, krallık, diktatörlük ve diğer denenmiş sistemler gibi itibarını yitirmiş çökmeye yüz tutmuşken , isim değiştirerek aynı şeyleri dünya kamuoyuna sunmaları ve yenilik olarak empoze etme çabaları, Batının siyasi sisteminin çöktüğünü gösteriyor.

“Büyük Ortadoğu Projesinin” ortaya atılmasının asıl sebeplerinden hatta en önemlisi olarak algılanabilecek sebep, Ortadoğudaki uyanıştır. Amerika’nın, gündeme getirdiği “Büyük Ortadoğu Projesiyle ulaşmak istediği uzun vadedeki hedefleri; 

a)- Ortadoğuda yükselen gerçek islam anlayışının ilerlemesını engellemek; arap ülkelerinde gelişen islami uyanış, halkın özellikle yeni nesillerin artık krallardan ve şeyhlerden bıktığını ve yıllarca kendilerini sömüren bu sistemlere son verme eylemleri ABD için iyi bir fırsat olarak görülmektedir, müslümanların gerçek islam anlayışına yönelmelerini engelleyip Amerika demokrasisini oralara yerleştirerek sömürüsüne devam etmek.

b)- Demokrasiyi Ortadoğuya yerleştirip bölge halkının islami kültürünü yok etmek; asırlardır islam kültürüyle yaşamış müslümanları islamdan uzaklaştırarak dini bir devlet sistemine yönelmelerini engellemek. 

c)- İsraili tehdit edecek bir devletin Ortadoğuda oluşmasının engellemek; Ortadoğuda oluşacak bir islam devleti, Siyonist İsrail devletini tehdit edeceğinden bu işgalci siyonistlerle uyum içinde yaşayacak devletlerin kurulması sağlamak.

d)- Amerika demokrasisini tek devlet sistemi olarak dünyaya hakim kılmak istediği gibi müslümanlara da kabullendirmek;

e)- Büyük Siyonist İsrail devletini kurmak için bölgedeki engelleri kaldırmak.

f)- Bölgede ve dünyada gerçek islam anyışının yayılamısına ve islami uyanışa sebep olan İran İslam Cumhuriyetini köşeye sıkıştırıp ya kendilerine boyun eğmesini sağlamak veya inzivaya sürükleyıp yanlız bırakmak. Çünkü kendisini dünyaya kabul ettirmiş İran İslam Cumhuriyeti 25 yıllık bir idare sistemiyle, hem dini devlet sisteminin varlığını (din- siyaset birlikteliğini) ortaya koymuş hem de demokrasiye alternatıf bir rejim örneği dünyaya sunmuştur. Bunun İslam ülkelerine yayılmasını istemeyen ABD, “Büyük Ortadoğu Projesini”, bu eksen üzerine kurmuştur.  Irak’ı hallettiğini düşünen ABD, bundan sora İran’a daha fazla saldıracaktır.

Amerika’nın, “Büyük Ortadoğu Projesiyle” öngörmüş olduğu kısa ve orta vadedeki hedeflerine ulaşması pek zor görünmüyor. BM bu hedefine alet etmesi, AB ülkeleriyle anlaşmaya varması ve son olarak da NATO’yu bu hedef doğrultusunda sahneye çekerek aktif bir rol almasını sağlaması ABD’nin işini kolaylaştıracaktır.

İşte bu günlerde yapılan NATO toplantısı bu projenin bir parçası, özellikle Türkiyede yapılması İslam ülkelerine de bir mesaj niteliği taşımaktadır. NATO’nun aktif olarak sahneye çıkması “Büyük Ortadoğu Projesinin” üzerinden perdeyi aralayacak gibi görünüyor.

 AbdullahOzgur@iqraa.de            

 

Geri dön

   
  Gündem    

 

SEKULARİZM VE DİN

Batı toplumlarından islami toplumlara batı kültürünün ürünü olan kelimeler girmekte ve islami toplumlarda kullanılması yaygınlaşmaktadır.
Batı kültürünün çıkarmış olduğu bu kelimeler islami toplumlar tarafından kullanılmalımıdır?...

 

  Siyaset    
  Bilim    
  Yazı Dizisi    
  Kültür - Sanat    
  Soru - Cevap    

 

MUHARREM ÖZEL