|
||||||||||||||||||||
|
İMAM HUMEYNİ (r.a) ÖZEL DOSYASI |
|||||||||||||||||||
İmam
Humeynİ`nİn BİLİNMEYEN
YÖNÜ
04.06.2005 Tarihde iz bırakmış nadir
insanlar vardır; bazen yaptıkları hizmetler ve insanlığa sunduğu
yeniliklerle anılırlar, bazen ise insanlığa yapmış oldukları zulüm,
baskı, katliam ve ihanetle isimlerini tarihin karanlık sayfalarına yazdırırlar. İslami toplumlarda, insanlığa
hizmet etmiş, toplumların uyanmalarını sağlamış, hakka yönelmelerinde
kitleleri harekete geçirmiş, fikir ve düşünceleriyle dünyaya
yenilikler getirmiş şahsiyetler,
“zamanın müceddidi”, “asrın müceddidi” olarak adlandırılır.
Toplumun tabiriyle zamanın müceddidi
olarak tanıtılan bu şahsiyetlerin getirdiklerine, yeniliklerine bakıldığında
her birisinin belli alanlarda olduğu görülmektedir; bazıları
sosyoloji alanında , bazıları ahlak ve maneviyat alanında, bazıları
siyaset ve mücadele alanında. Ama insan toplumunun ihtiyaç duyduğu
alanların hepsinde fikir ve düşünce üretebilecek düzeyde olmadıkları
görülmektedir. Asrımıza ve geleceğe
damgasını vurmuş ve vuracak şahsiyetlerden birisi kuşkusuz İmam
Humeyni’dir (r.a). Dünya onu siyasi kimliği ve devrimci ruhu ile tanıdı,
hala da kişiliğinin o yönüyle tanımaktadır. İslami bir liderin
sahip olması gereken bu özelliklere sahip İmam Humeyni (r.a) zamanın müceddidi
olmaya tek adaydır ama alışa gelmiş müceddidler gibi tek yönlü değil
bilakis siyaset, ilim, ahlak, maneviyat ve sosyoloji alanlarında;
siyasetci, devrimci, islam bilimadamı, sosyolog, müfessir, fakih ve
rehber olma özelliğini taşıyan tek kişi olarak tarihe adını yazdırmıştır. İmam Humeyni’nin (r.a) gerçekleştirmiş
olduğu inkilabı, siyasi bir devrim olarak, bir rejim değişikliğinde
özetlemek büyük bir yanılgı olur. Onun yapmış olduğu en büyük
devrim ve yenilik, bütün diğer alandaki devrim ve inkilabların
temelini oluşturan Fıkıh ve dini anlayışın oluşmasında etkili olan
içtihatta yapmış olduğu devrim ve yenilikdir. İşte İmam
Humeyni’nin (r.a) tanınamayan yönlerinden birisi budur. Bu yakın
zamanda da tanınamayacak gibi görünüyor. İmam Humeyni (r.a) ve İçtihad İslam dünyası, tarih boyunca
görmediği bir “fıkhi içtihada” şahid olmaktadır; ferdi, içtimai,
ekonomik, siyasi, medeni ve
ceza hukuku, uluslararası ilişkiler, hükümet ve devlet sistemi gibi
dinin, insanın toplumsal hayatına yansımasında ihtiyaç duyduğu
konuların bütününü kapsayan
bir içtihad mekanizmasının işlevliği everensel bir duruma getirildi. İmam Humeyni (r.a) açısından
içtihadın, vacid-i kifayi olması ve içtihad kaynaklarının; Kur’an,
Sünnet, İcma ve Akıl olduğunda diğer Şia müctehidleriyle hiç bir
fark görülmemektedir. Aynı şekilde İmam Humeyni (r.a) diğer müctehidler
gibi İstihsanı, öncekilerin şeriat
anlayışlarını, sahabenin takip ettikleri yolları fıkhi içtihatta
dini kaynak olarak görmemiş, içtihadda kıyas, temsil, teşbih gibi
yollardan uzak durmuştur. Şia mektebinde İçtihad, Hz.
Mehdi’nin(a.f.) gaybete çekilmesiyle masum İmamın olmadığı bir dönemde
başlamıştır. O zamandan günümüze kadar içtihad, merhaleler katetmiş
ve her merhale bir öncekinden farklı gelişmeler sağlamıştır. Özetle
içtihad merhalelerini şöyle sıralayabiliriz: 1- Birinci metod, ilmi içtihad : Hz.Mehdi’nin ( a.f.) küçük gaybetinin son zamanlarında
başlayan bu içtihad şeklinin sadece ilmi yönü sözkonusu olup ameli
bir etkisi olmamıştır. Zamanın müçtehidleri tarafından yapılan bu
içtihadın faydası gelecek merhaledeki içtihadın ortamını hazırlamaktan
ibaretti. İlim, ahlak, maneviyat ve dini maarfi insanlara ulaştırmada
faydalı olan bu müçtehidlerin içtihadları, siyaset, hukuk, devlet ve
hükumet sistemi açısından pek ameli faydası görülmemekte, sadece
ilmi yönüyle toplumda hissedilmiştir. 2- İkinci metod, ameli İçtihad : Nasların zahirine göre hüküm çıkarılan bu içtihad
şekli, ilmi yönünün yanısıra ameli faydalar da sağlamaktaydı ama
bu içtihad merhalesi de toplumun karşı karşıya kaldığı toplumsal,
siyasi ve hukuki sorunlara cevap verecek kapasitede değildi. Yani içtihadin
toplumsal yönü müslümanlara yansımamış sadece bireysel hayatta varlığını
gösterebilmiştir. 3- Üçüncü metod : Bu
kısım içtihad usuli müctehdiler arasında yaygın olup mevcud konular
üzerinde gerçekleşmiştir. Toplumda ortaya çıkan yeni meselelere
cevap vermekten yoksun olan bu içtihad şeklinin bir önceki metoddan
farkı teferruat ve detaylarda da hükümleri istinbat etmesidir. Bu kısım
da diğer kısımlar gibi fıkhi içtihadin sınırlandırılmasına sebep
olmuş, genişleyip gelişmesini sağlayamamıştır. Kaynakların zahiri
ile yetinilmiş ve yenilikler getirememiştir. 4- Dördüncü metod : Bu kısım içtihad, ahkamın kaynaklardan istinbat
edilmesinde gerekeli şartları gözönünde bulundurmuştur. Bu içtihadı
yapan müçtehidler nasların zahiriyle yetinmemiş hem ilmi, hem ameli,
hem de “Tefri’ ve Tatbik” alanını göz önünde bulundurarak
istinbatı gerçekleştirmişlerdir. Ama zaman ve mekanın içtihaddaki
foksiyonu gözardı edilmiş, mevzuların teşhis edilmesinde, mevzuların
batini ve zahiri özelliklerini belirlemede etkili olan zaman ve mekanın
şartlarına riayet edilmemiştir. Bundan dolayı içtihadın tahavvulu ve
fıkhın genişlemesi ve gelişmesi gerçekleşmemiştir. Bu içtihad şekli,
İslam hükumetinin olmadığı siyasi ve hukuki hükümlerin uygulanması
sözkonusu olmadığı bir zamanda istenilen düzeyde olabilir ama günümüzde
yetersizliği kabul edilmektedir. Diğer merhaleler gibi ferdi alanlarda ağırlığını
hissettiren bu kısım, toplumsal alanlarda da etkin olmaya çalışsa da
kendi zamanından sonrası için etkili olacak içtihadı gerçekleştirememiştir. Yukarıda zikr ettiğimiz
dört metodda da içtihaddın evrenselliği ve işlevliği gerektiği gibi
ortaya koyulamamsının nedenleri şunlardan ibaretti: - Fıkıh ve şeriatın
evrenselliğini kavrayamamak - Usul ve şeriat mebnalarının
derinliklerini tanıyamamak - Bulunulan toplumun ve diğer
toplumların her alandaki ihtiyaçlarını tanıyamamak - Engin düşünce ve geleceği
görebilme yeteneğine sahip olamamak - Metodların ilmi açıdan
bütün alanları kapsamaması - Öncekilerin içtihad ve
fetvalarının tesirinde kalmak - İçtihat edilecek
mevzular üzerinde geniş araştırma ve tahliller yapılmaması - İstinbat makamında ibadi
konuların dışındaki meselelerde ve ahkamın kriterlerini ele getirmede
akıldan gerektiği gibi
yararlanamamak
5- Beşinci metod: Bu içtihad şekli, İmam Humeyni’nin (r.a) bu alandaki
inkılabıyla fıkhın gerçek çehresini ve işlevliğini ortaya çıkaran
bir yöntemdir. “Zaman ve Mekanın” içtihaddaki fonksiyonunu beyan
etmesiyle bir çok sorunlar ve problemlerin çözülmesini sağlamıştır.
Bu içtihad metodu, hem teori ve ilmi alanda, hem
pratik ve ameli alanda, hem tefri ve tatbik alanında ve hem de
zaman ve mekanın şartlarına göre özellikleri değişebilen mevzuları
tanıdıktan sonra ve hükümler her yönüyle ölçüldükten sonra içtihadın
gerçek işlevliğini ve evrenselliğini ortaya koymaktadır. Bu metod,
hem insanların ferdi hayatlarına ait meselelerde hem de toplumsal yaşantılarındaki
meselelerede ve hem de hükumet ve devlet meslelerinde etkin olmaktadır.
İmam Humeyni’nin (r.a) içtihadda “zaman ve mekanın” fonkiyonuna
dikkat çekmesi, zaman ve mekan şartlarının değişmesiyle mevzularda
da değişikliğin gerçekleştiği ve dolayısıyla ahkamda içtihad ve
istinbatta tahavvulun meydana geleceğini belirtmesi fıkhi içtihadda bir
devrim olarak algılanıyor. Bu içtihadi devrim sayesinde,
bilim ve medeniyetlerin gelişdiği bu zamanda ortaya çıkan bir çok
yeni meselelere cevap vermede, insanların ve toplumların düçar olduğu
ferdi ve toplumsal ilişkilerdeki yeni meseleler hakkında görüş
belirtmede, devlet meslelerinde, yeni çıkan ekonomik meselelerde,
uluslararası ilişkilerde fıkhın görüşünün ne olduğunu belirtmede
müçtehid kaynaklara müracaat ederek içtihad ederek şeriat ve fıkhın
insanın dünyevi yaşantısındaki rolünü ortaya koyacaktır. İmam Humeyni’nin (r.a) bu içtihad
devriminden sonra “fikhi içtihad” alanında kat edilen yol, Şia
mektebinin asırlarca katettiği yoldan daha fazladır. Bu inkilabın gerçek
çehresi, zamanın geçmesi ve idrak edilmesiyle daha da belirginleşecek,
gelecek nesiller bizlerden daha iyi anlayacaklardır. İran İslam Inkılabını
ayakta tutan ve gün geçtikce güçlenmesini sağlayan faktörlerin başında
bu içtihadi devrim gelmektedir. _______________________________________________________________________________________
|
||||||||||||||||||||
|
|
|||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||
|
© Copyright 2005 Iqraa.de |
|||||||||||||||||||
info@iqraa.de |