![]() |
||||||||
![]() |
Gündem „Lebbeyk Ya Muhammed“ 13.02.2006
Almanya’nın başşehri Berlin’de günlerdir gerek bürokrasi alanında gerekse tebliğat alanında yoğun bir çalışma hakimdi. Zira dünyanın bir çok yerinde, Resul-u Ekrem’e (s.a.a.) basın özgürlüğü adı altında yapılan çirkin saldırıya tepkiler çığ gibi büyümüştü ve bu konuda ilk defa Almanya’da da bir protesto gösterisi yapılacak olması nasıl geçeceği ve katılımın nasıl olacağı konusunda her kesimde merakla beklenmekteydi. Ercan Alagöz adlı genç bir müslümanın iznini almış olduğu bu protesto mitinginin düzenlenmesinde kendisine yardım eden arkadaşları üç gün içerisinde 15.000 adet elbildirisini Berlin’in önemli merkez, cadde ve camii önlerinde dağıtmış ve afişler asmışlardı. Televizyon reklamının yanısıra tüm İslami kuruluş, dernek ve medya mensuplarına davetler faxlanmış. Bu davetleri alan teşkilatlardan İslam Federasyonu, Milli Görüş ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Almanya bürosu DİTİB hiç gecikmeden hem medya yoluyla hemde görüşmelerde, Hz.Muhammed’e yapılan hakareti protesto için düzenlenen bu gösteriye katılmayacaklarını ve kendi cemaatlerine mensup olanlarında katılmamalarını söyleyeceklerini açıklamışlardır. Tüm anti-propaganda ve karşı çalışmalara rağmen beklenenin üstünde bir katılım oldu. Gerek Türk gerekse Alman medyasının yoğun ilgi göstermiş olduğu gösteride Kur’an-ı Kerim okunmasının ardından, 2000-2500 katılımcının „Allah-u Ekber“, „La ilahe illallah“ve „Muhammeden Resulullah“ sloganları yankılanmaya başladı.
Çeşitli dillerde yapılan konuşmaların tümünde Fahri Kainat Resul-u Ekrem’e karikatür yoluyla yapılan hakaretler lanetlenirken 200.000’ini Türk olan 250.000 müslümanın yaşadığı Berlin’de sözü edilen teşkilatların Peygamberlerine dahi sahip çıkamayacak bir konumda olmaları kınandı. Topluluk, Hz. Muhammed’e (s.a.a.) olan bağlılığnı ise her fırsatta „Lebbeyk ya Muhammed“ nidalarıyla dile getiriyordu.
Ercan Alagöz’ün kapanış bildirisini almanca okuduğu sırada „Pressefreiheit ja, Beleidigung nein!“ (Basın özgürlüğüne evet, hakarete hayır!) gibi sloganlarda atılmaktaydı. Gösterinin ruhuna uygun şekilde en son olarak katılımcılar el ele tutarak hep birden „Vahdet Duası“nı okuyarak bazılarının beklentisinin aksine birlik ve beraberlik sergileyerek ve „siyasi ortam uygun değil“ bahanelerinin aksine Peygamberlerini her zaman savunacaklarını gösterdiler.
IQRAA-Haber
|
|||||||
![]() |
İnsanlığın Ortak Değeri Hz. Muhammed’e (s.a.a) Sahip Çıkmak 12.02.2006 Bütün dünyada müslümanları rencide edip ayağa kalkmalarına sebep olan emperyalistlerin alçakca ve çirkince, Resul-u Ekrem’ın (s.a.a) karikatürlerini çizmeleri yalnızca müslümanların kutsal değerlerine hakaret edip ayaklar altına almak değil bütün insaniyete yapılmış ihanettir.
Avrupalıların yapmış olduğu bu çirkin ve küstahca
saldırının arkasında emperyalist güçlerin olduğu ve gizli hedeflerinin
uygulama peşinde oldukları kuşku görtürmez bir gerçektir. Hz. Muhammed (s.a.a.) Ümmetine ve Hakk Aşıklarına Duyuru ! 07.02.2006 Resulullah’ın (s.a.a) Ehlibeyt’ine (s.a) yapılan zulümlerden dolayı kalbimizin hüzünlü olduğu bu Muharrem ayında, Batı emperyalizminin, Resulullah’ı (s.a.a) hedef alarak yaptıkları hakaret ve saldırılar üzüntümüzü kat kat arttırmıştır. Batı
emperyalizminin alemlere rahmet Resul-u Ekrem’e (s.a.a) yapmış olduğu
çirkin ve küfr içeren hakaretlerini şiddetle
kınıyor, bütün müslümanları ve hak aşıklarını bu konuda duyarlı
olmaya davet ediyoruz. KURAN’DAKI RESULULLAH (S.A.A) 29.04.2005
1- Ahlak Sembolü :
Ahlak, insanın gerçek kişiliğini oluşturur; hem bu dünyada, hem
kabir aleminde, hem de ahirette insandan ayrılmayan devamlı
yanında olan sıfatlarıdır. İnsanın kimliğini onun ahlakı
oluşturur, insanın soyunun nasıllığı da bu kimliğinden belli
olur. Resulullah (s.a.a.) ve Kur’an 29.04.2005
Hz.
Muhammed’in (s.a.a) en büyük özelliklerinden biri Allah’ın,
Kur’an’ı O hazrete öğretmesi ve Kur’an’ı, O’nun mubarek kalbine
indirmiş olmasıdır. Resulullah’ın (s.a.a) ilmi siresinin
azametini tanımanın tek yolu Kur’an’ın hakikatini tanımaktır.
HZ.
ALİ İLE YÜCELMEK
İmam Ali’nin (a.s) melekutî ve gerçek çehresini görebilmek ve
böylesi yüce bir kişiliğin varlıksal boyutlarını anlayabilmek
hakîler için oldukça zordur. Her bilge, arif ve filozof, tam
anlamıyla hakkın yansıması olan Hz. Ali’yi (a.s), ancak kendi
varlık hicabı ve sınırlı varlık aynası oranında anlayabilmiş ve
algılayabilmiştir.
|
|||||||
![]() |
||||||||
![]() |
||||||||
![]() |
||||||||
![]() |
||||||||
![]() |
||||||||
|
||||||||
Bu davetleri alan teşkilatlardan İslam Federasyonu, Milli Görüş ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Almanya bürosu DİTİB hiç gecikmeden hem medya yoluyla hemde görüşmelerde, Hz.Muhammed’e yapılan hakareti protesto için düzenlenen bu gösteriye katılmayacaklarını ve kendi cemaatlerine mensup olanlarında katılmamalarını söyleyeceklerini açıklamışlardır.
Ercan Alagöz’ün kapanış
bildirisini almanca okuduğu sırada „Pressefreiheit ja, Beleidigung
nein!“ (Basın özgürlüğüne evet, hakarete hayır) gibi sloganlarda
atılmaktaydı.
Gösterinin ruhuna uygun şekilde en son olarak katılımcılar el ele tutarak hep birden „Vahdet Duası“nı okuyarak bazılarının beklentisinin aksine birlik ve beraberlik sergileyerek ve „siyasi ortam uygun değil“ bahanelerinin aksine Peygamberlerini her zaman savunacaklarını gösterdiler.
|
||||||||
|
||||||||